Murat Çobanoğlu 25 Mart’ta Anılacak

Kars’ın yetiştirdiği ünlü halk ozanı Murat Çobanoğlu ölümünün 12. yılında 25 Mart Cumartesi günü halk ozanları tarafından mezarı başında anılacak.

Kars Olay-Murat Çobanoğlu Aşıkları Koruma Derneği Başkanı Mahmut Karakaş, anma programı öncesinde Çobanoğlu’nun mezarına giderek etrafında temizlik yaptı. Çobanoğlu’nun kabrindeki kurumuş otları temizleyen Aşık Mahmut Karataş, herkesi anma programına davet etti.

Murat Çobanoğlu Aşıkları Koruma Derneği Başkanı Mahmut Karakaş, “Merhum üstadınız Murat Çobanoğlu’nu ölüm yıldönümünde anacağız. Bugünde kabrinin etrafını temizliyorum. 25 mart Cumartesi günü saat 10.00’da mezarı başında aşık arkadaşlarımızla birlikte anacağız. Velimiz, belediye başkanımızda katılacaklar. Tüm Kars halkını ve sevenlerini mezarı başında anmaya davet ediyoruz.” dedi.

MURAT ÇOBANOĞLU

Asıl soyadı Çobanlar olan Murat Çobanoğlu 1940’ta Kars’ın İstasyon mahallesinde doğdu. Annesi Lala (La’li) hanımdır. Babası, Aşık Şenlik’in çıraklarından Aşık Gülistan’dır; Arpaçay’ın Kıraç köyünden olup 1920’de Kars’a yerleşmiştir. Karısının erken ölümü dolayısıyla oğlunu o büyütüp yetiştirdi. İlkokul öğrenimi gören Murat Çobanoğlu çocukluğunda babasının saz çalışını dinledi, ama ona özenmedi. Ancak 1951 ‘de gördüğü bir düş üzerine tutumu değişti. olayı şöyle anlatıyor:

“Göç mevsimi yaylaya göçerken susadım. Yol kenarında bulunan çeşmeye su içmeye gittim. Ben oyalanınca göçlerimiz dağı aştı. Akşamın alacakaranlığında uyuyakaldım. İşte o zaman nasibim olan aşıklık ilhamı bana verildi. Sabah, yaylada beni bulamayan babam düşer yollara, beni aramaya. Beni çeşmenin başında uyurken bulunca, aşık olacağımı söyledi. Saz aldı. Saz tutmasını öğretti. O zamandan bu yana saz çalmaya, şiir ve türküler söylemeye başladım.”

Murat Çobanoğlu Artvin, Konya, Erzurum ve Mut’ta yapılan yarışmalarda dereceler aldı. Özellikle atışma dalında başarı gösterdi. Sık sık radyoda ve televizyonda -değişik konularda- söyledi. Saza egemenliği, ulusal duygularının güçlülüğü ve kendine özgü sesiyle ilgi çekti. Kars’ta “Çobanoğlu Halk Ozanları Kahvesi”ni açıp işletti. Yurt içinde ve dışında düzenlenen bazı şenliklere katıldı.

1965’e kadar Devrani, 1967’ye kadar Yanani, ondan sonra da Çobanoğlu takma adını kullandı.

ŞİİRLERİ:

İSTER BENDEN

Sevdiğim yar bana göndermiş name

Rüzgar dokunmamış dal ister benden

Bir lezzet olmasın onun tadında

Hiç arı görmemiş bal ister benden

***

Ne bir çiçeğim var, ne de bir bağım

Ne bir sedirim var, ne de konağım

Ne bir yuvam vardır, ne de otağım

Al kuşam içinden şal ister benden

***

Kaşları kemandır, kirpiği oktur

Feleğe karşılık oyunum yoktur

Bir kuzu bulamam koyunum yoktur

Yine de bir sürü mal ister benden

***

Ben bu gidişilen nereye varam

Derman bulabilmem, yaramı saram

Ne bir çölüm vardır, ne de bir sahram

Yine yüce dağdan yol ister benden

***

Bu fani dünyada çoktur zararım

Ne bir kazancım var, ne de bir karım

Ne bir ağacım var, ne de yaprağım

Yazın kışın solmaz gül ister benden

***

Çobanoğlu’yum ben iz bulabilmem

Kışın çok ararım yaz bulabilmem

İnsanlarda doğru söz bulabilmem

Yalan söylemeyen dil ister benden

GÖR

İnsan dedikleri duvara benzer

Hele suvakları dökülsünde gör

Gördüğün her güzele aldanma

Saç ağarsın beli bükülsün de gör

***

Kara toprak insanları yoğurur

Vedası geleni bir bir çağırır

Arkası kuvvetli fazla bağırır

Dostları yanından çekilsin de gör

***

Demek ki dünyada olur dermanın

Birgün uyanırsın geçmiş zamanın

Bazı insan der ki ben bir aslanım

Ezrayıl peşine dakılsın da gör

***

Çobanoğlu kulak versen sözüne

Yazılanlar mutlak gelir yüzüne

Evde bile karı bakmaz yüzüne

Hele sırtın yere yıkılsın da gör

GÜVENMEM

Böyle midir dünya senin bütün işlerin

Var git dünya daha sana güvenmem

Kâr yerine çoktur bana zararın

Var git dünya daha sana güvenmem

***

Biçare Kerem’i yandırdın nara

Arzu, Kamber için kaldı avara

Ferhat az mı külünk vurdu dağlara

Var git dünya daha sana güvenmem

***

Çok yiğidi sen caydırdın ahdından

Çok güzele ah çektirdin bahtından

Çok sultanı sen indirdin tahtından

Var git dünya daha sana güvenmem

***

Çobanoğlu arzuhalin bildirdin

Çok yiğidin gül benzini soldurdun

Aşıkları gurbet elde öldürdün

Var git dünya daha sana güvenmem

Mevla’m Emreylese Gökte Güneşe

MEVLAM EMREYLESE

Mevlam emreylese gökte güneşe

Zerresi dünyayı yakar mı yakar

Kanber Arzu için suda boğuldu

Mecnunda Leyla’yı yakar mı yakar

***

Bir yanı ışıktır bir yan karanlık

Bazı su durudur bazı bulanık

Kuşlar havadadır sularda balık

Ah çekse deryayı yakar mı yakar

***

Çalışıyor görür müsün arıyı

O da sever çiçeklerden sarıyı

Bir ana kuş görmez ise yavruyu

Daldaki yuvayı yakar mı yakar

***

Dünya aynı yerde durur ha durur

Güneşin ateşi her yan kurutur

Esmez ise rüzgar yağmazsa yağmur

Ekinler tarlayı yakar mı yakar

***

Aşık olan kurtulur mu sızıdan

Ne anladım gönlüm sen bu yazıdan

Bir koyun ki ayrılırsa kuzudan

Meleşir yaylayı yakar mı yakar

***

Çobanoğlu gündüz olur gecesi

Ne yandan geliyor bu acı sesi

Bir evladın olur ise acısı

Anayı babayı yakar mı yakar

ÖĞRETMEN

Ana baba gibi emeği vardır

Ağızdır, lisandır, dildir öğretmen

Sevgisi, şefkati insana yardır

Vücuttur kanattır koldur öğretmen

***

Talebe okulun yeşil fidanı

Yanan bir ocağın sönmez dumanı

Öğretmendir yaraların dermanı

Arıdır, kovandır, baldır öğretmen

***

Öğretmendir bize gösteren yolu

Odur talebenin kanadı kolu

Öğretmen hazinedir, doludur dolu

Yapraktır, ağaçtır, daldır öğretmen

***

Öğretmendir fabrikanın temeli

Öğretmendir bütün dünyanın dili

Bütün insanlara uzanır eli

Bize ışık tutan yoldur öğretmen

***

Öğretmendir ışık veren dünyaya

Öğretmendir bizi götüren aya

Öğretmenin ilmi benzer deryaya

Irmaktır denizdir göldür öğretmen

***

Sende yetişmiştir nice paşalar

Öğretmensiz açılır mı kapılar

Temelinden sağlam olan yapılar

Çobanoğlu der ki güldür öğretmen

KAFKAS HABER AJANSI  – BEDİR ALTUNOK


23.03.2017 09:36:00